Meşhur H3N2 virüsü çevremde herkesi esir aldı. Önce kardeşim rahatsızlandı, sonra yeğenim, annem, eşim ve en son Orhun... Orhun biraz daha hafif atlattı ama diğerleri yatak döşek yattılar. Günlerce ne işe, ne de okula gidebildiler. Hepsiyle son derce yakın olup da ben nasıl hastalanmadım hala anlayabilmiş değilim. Aman böyle söyledim diye hasta olmak istediğim zannedilmesin, halimden son derece memnunum.
Orhun'da da grip belirtileri görülmeye başlayınca evimizin yakınındaki özel hastaneye gittik geçtiğimiz pazartesi günü. Çok şükür epeydir doktor ziyareti olmadı. O yüzden prosedürden bihaberiz. Hastanede kayıt yaptırırken yaşını sordular ve 18 yaşından ufak olduğu için çocuk doktoruna almak zorunda olduklarını söylediler. Haydaaa! Çocuk doktoru mu? Bize tuhaf geldi tabii. Orhun 17 yaşına yeni girdi. Boyu 1.80'e yakın, enine boyuna, sakallı bıyıklı bir genç kendisi:) Ne zamandır çocuk doktoruna uğramamışız. Bilen bilir çocuk doktorları hep kalabalık olur ve kapının önünde çoluk çocuk beklenir. Biz de sıraya girdik mecburen ama gerçekten halimiz çok komikti:) Doktor şöyle bir baktı ama çok yadırgamadı tabii çünkü o yaştaki herkes onlara geliyor neticede. Fakat o da aslında belli gelişimleri tamamlamış gençlerin yetişkin doktorlarına gitmesi gerektiğini söyledi. Üstelik çocuk doktoru oldukları için her ilacı da yazamıyorlarmış. Yasakmış. Bu uygulama ne zaman başladı bilmiyorum ama daha önce Orhun için doktora gittiğimizde yazdığı bir ilaç için "Bunu içebilir mi? Ağır gelmez mi?" diye sorduğumda "Kilosu, yapısı müsait, içebilir" denmişti. Yetinmeyip prospektüslere bakıyordum ve örnek veriyorum: "Şu kiloya kadar olanlar günde 1 tane, şu kilodan fazla olanlar 2 tane alabilirler" vs. gibi açıklamalar vardı. (Hala vardır doğal olarak). Ondan sonra ben bir daha sorgulamadım ilaç konusunu. Ama şimdi yazılamıyor her ilaç. Eyvallah! Tüm bunlar kötülüğüne yapılmamıştır tabii, bir bildikleri vardır. Doktor olmadığım için çok fazla yorum yapamayacağım. Ama bir başka ayrıntı, bir başka açıdan dikkatimi çekti hastane maceramız sırasında. Baktım kayıt sırasında herkes parmak izi veriyor. Çocuk doktoruna gidiyoruz madem, görevliye "Oğlum parmak izi vermiyor değil mi?" dedim. "Veriyor" dedi. "E ama çocuk" dedim. "12 yaşından büyük herkesin parmak izini almak zorundayız" dedi. Özel hastanelerde parmak izi uygulamasının başladığını biliyordum ama 12 yaşından itibaren olduğunu bilmiyordum. Hatırlatayım, konu hakkında gazetelerde şöyle açıklamalar yer aldı. "SGK yetkilileri, özel sağlık kurumlarının yıllık yaklaşık 95 milyon muayene yaptıklarını ve kurumdan 7 milyarlık ödeme aldıklarına dikkat çekerek, amaçlarının bu alanda yaşanan suistimalleri önlemek olduğunu belirttiler. 7 milyarlık faturada yüzde onluk haksız kullanım olduğu tahmininde bulunan bir yetkili, yeni sistemle bu önlendiğinde SGK'nın kasasından 700 milyon lira daha az para çıkacağına dikkat çekti".
Olayın "Fişleniyor muyuz, fişlenmiyor muyuz?" boyutuna değinmeyeceğim. Ya da bu konuda vatandaşa ne derece güvenildiğine... Veya burada kabahatli olan özel hastanelerse, bunun ceremesini niye bizim çektiğimiz konusuna da değinmeyeceğim. Benim burada zoruma giden, 18 yaşından küçük olduğu için çocuk sayılan oğlumun -ki gerçekten de çocuktur aslında-, iş parmak izi almaya gelince neden yetişkin kategorisine alındığı ve parmak izi vermek zorunda kaldığıdır. Bu sadece günümüz hükümetine yönelik bir eleştiri değil. Her yerde her zaman bu böyledir. Hakim güçler her zaman 12-18 ya da 15-18 yaş aralığındaki gençleri işlerine geldiği gibi değerlendirirler. Bu yaş aralığındaki vatandaşlar bazen çocuk sayılıp ciddiye alınmazlar, bazen de yetişkin sayılıp yetişkin gibi cezalandırılırlar. Bugün de bu böyle, geçmişte de böyleydi. Çocuğun yaşını büyütüp asmak genlerimizde var ne de olsa. Gerçi aileler ve öğretmenler bile bu yaş grubuna kimi zaman "sen daha çocuksun, otur oturduğun yerde" deyip, kimi zaman da "çocuk musun, düzgün davran" diye sitem ederken, devletten anlayış beklemek ne kadar mantıklı olur o da tartışılır.
İşte bir parmak izi uygulaması yine neler düşündürdü bana. Bu mevzu derin mevzu. Sosyolojik, psikolojik birçok açıdan tartışılabilir. İyisi mi daha uzatmayayım ben. Allah gençlerimize kolaylık versin. Ben her zaman onların tarafındayım.
Paşa paşa parmak izimizi verdik, çocuk doktorumuza muayene olduk ama en komiği bebek hastaların arasında oturan Orhun'un görüntüsü ve akşamında yıllar önce içtiği öksürük şurubunu verdiğimde "Mmmm! Özlemişim bu tadı" demesiydi :)))