Dün vizyondaki filmlerden Aşıklar Şehri'ni izledim. Bu moral bozucu günlerde yüzümü güldürdüğü için tavsiye edilmeye değer olduğunu düşünüyorum. Müzikleriyle, rengarenk görüntülerle, yumuşacık işlenen aşk temasıyla ve umut aşılayan havasıyla çok iyi geldi bana Aşıklar Şehri.
Yer Los Angeles... Kahramanlarımız Emma Stone'un canlandırdığı Mia ve Ryan Gosling'in oyunculuğuyla Sebastian... Mia, ünlü bir aktris olmak hayaliyle ardı ardına deneme çekimlerine katılan, çabalayan genç bir kız. Sebastian ise caz aşığı bir müzisyen. O da sadece geleneksel caz müziği yapılan bir kulüp açma hayaliyle yaşıyor. Mia ve Sebastian'ın yolları bir noktada kesişiyor. Hayallerine kavuşabilecekler mi? Birliktelikleri nasıl bir seyir izleyecek? Filmi henüz izlememiş olanlar için bu soruların cevabını veremiyorum. Sadece tavsiye ediyorum. Yalnız müzikal film olduğunu bilerek tercih yapmakta fayda var. Zira herkes müzikal sevmiyor. Bu filmde müziğin abartılı bir yoğunlukta olmadığını söyleyebilirim. Müzik tamamlayıcı ve olmazsa olmaz unsurdu. Çocukluğumun TRT'li günlerinde seyrettiğimiz müzikal filmlerin tadını aldım.
Yönetmen ve senaryo yazarı daha önce Whiplash'i yaratan Damien Chazelle olunca müzik kaçınılmaz oluyor herhalde diye düşündüm ve yönetmenin müzikle ilişkisini ufacık araştırdım. The Guardian'a verdiği bir röportajda şöyle demiş Chazelle: "Sinemanın müzikten çok bağımsız olduğu düşünmüyorum. En sevdiğim yönetmenlerin kamera kullanımı veya sahneyi bitirme şekilleri bana hep müzikal hissettirmiştir. Film müzik hakkında hiçbir şey barındırmasa bile. Bir gün kesinlikle müzik hakkında olmayan bir film yapacağım" .
Yer Los Angeles... Kahramanlarımız Emma Stone'un canlandırdığı Mia ve Ryan Gosling'in oyunculuğuyla Sebastian... Mia, ünlü bir aktris olmak hayaliyle ardı ardına deneme çekimlerine katılan, çabalayan genç bir kız. Sebastian ise caz aşığı bir müzisyen. O da sadece geleneksel caz müziği yapılan bir kulüp açma hayaliyle yaşıyor. Mia ve Sebastian'ın yolları bir noktada kesişiyor. Hayallerine kavuşabilecekler mi? Birliktelikleri nasıl bir seyir izleyecek? Filmi henüz izlememiş olanlar için bu soruların cevabını veremiyorum. Sadece tavsiye ediyorum. Yalnız müzikal film olduğunu bilerek tercih yapmakta fayda var. Zira herkes müzikal sevmiyor. Bu filmde müziğin abartılı bir yoğunlukta olmadığını söyleyebilirim. Müzik tamamlayıcı ve olmazsa olmaz unsurdu. Çocukluğumun TRT'li günlerinde seyrettiğimiz müzikal filmlerin tadını aldım.
Yönetmen ve senaryo yazarı daha önce Whiplash'i yaratan Damien Chazelle olunca müzik kaçınılmaz oluyor herhalde diye düşündüm ve yönetmenin müzikle ilişkisini ufacık araştırdım. The Guardian'a verdiği bir röportajda şöyle demiş Chazelle: "Sinemanın müzikten çok bağımsız olduğu düşünmüyorum. En sevdiğim yönetmenlerin kamera kullanımı veya sahneyi bitirme şekilleri bana hep müzikal hissettirmiştir. Film müzik hakkında hiçbir şey barındırmasa bile. Bir gün kesinlikle müzik hakkında olmayan bir film yapacağım" .
Hani dünya üzerinde olaylar olumsuz gelişiyor, bizde ise daha daha daha olumsuz şeyler oluyor ve biz de ne yapacağımızı şaşırmış bir haldeyiz ya?
Bu ne yapacağını bilememezlikten olsa gerek astrolojiye merak saldım, astrologlara kulak verir oldum. Takip ettiğim astrologlar 2017 yılında sanatın (hele hele tiyatronun) büyük bir çıkış yakalayacağını söylüyorlar. Bir tanesi ilerleyen yılları da kastederek "belki de dünyayı sanat kurtaracak" dedi ve yüreğime umutlar ekti. Zaten bir çoğumuz sıkılıp bunaldığımızda sanata sığınmıyor muyuz? İşte ben Aşıklar Şehri'ni seyrederken 2 saatliğine de olsa maddi dünyadan koptum, mutlu hissettim kendimi ve "belki de dünyayı sanat kurtaracak" diyenlere inandım. Olan biteni unutmadan, daha iyi bir dünya için elimizden geleni yapmaya çalışarak, ama ruhumuzu olumlu yönde besleyen şeylerden de uzak kalmadan yaşamalıyız. Yani... Anladınız beni işte... Bence seyredin bu filmi ve ruhunuza iyi gelecek diğer filmleri...