Tolga Karaçelik'in Sundance Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü aldığı "Kelebekler" filmi dün vizyona girdi. Sabırsızlıkla beklediğim bir filmdi, aynı gün sinemaya koşup izledim. Çok ama çok beğendim. Yine Tolga Karaçelik farkı, yine farklı bir film. Hani "hem güldürüyor hem ağlatıyor" diye bir söylem vardır ya. Kelebekler'i seyredene kadar klişe bulduğum bu söylem nihayet aklıma yattı. İlk defa bir film beni gerçek anlamıyla hem güldürdü hem ağlattı. Ama en çok güldürdü. Annelerinin intiharından sonra küçük yaşlarda ayrı düşen üç kardeşin buluşması, babalarıyla yüzleşme ya da yüzleşememe hikâyeleri trajikomik şekilde ilerlerken duygudan duyguya sürüklendim. Tam ben "bak görüyor musun, ailevi sorunlar nasıl da travma yaratıyor, büyüsen de peşini bırakmıyor" diye düşünüp üzülürken, yönetmenin aniden oldukça komik bir şekilde beliren "çok da kasmayın" tavrıyla ters köşe oldum. Bunun nasıl olduğunu söyleyemem, en ufak bir ima bile sürprizleri açık eder, en iyisi filmi seyretmek:) Henüz görmemiş olanlara kesinlikle tavsiye ederim. Bir sanatçıya Sundance gibi önemli bir festivalden boşuna ödül vermiyorlar demek ki. Tolga Karaçelik'in Kültür Bakanlığı'ndan destek alamadan bu işe soyunduğunu, son aşamada filmi tamamlamak için uluslararası fonlama sitesi Indiegogo'dan yardım sağlandığını biliyordum, takip etmiştim. Tüm bunların üzerine önemli bir ödül almak seyircileri de çok sevindirdi. Zaten yönetmenin öyle seyircileri var ki bütçe ayıramamayı dert edinip, yönetmenden habersiz İstanbul'un en önemli noktalarından birinde filmin tanıtımı için pano satın alacak kadar hayran. Bir sanatçı için ne müthiş bir hareket bu. Kelebekler ve onun başarısı, toplumsal günlük yaşantımızda saçma sapan olaylar arasından cımbızla çekip çıkarabileceğimiz güzellikte. Yüzümüzü gülümsetenlere sıkı sıkı sarılmak lazım.
Tolga Karaçelik'in Sundance Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü aldığı "Kelebekler" filmi dün vizyona girdi. Sabırsızlıkla beklediğim bir filmdi, aynı gün sinemaya koşup izledim. Çok ama çok beğendim. Yine Tolga Karaçelik farkı, yine farklı bir film. Hani "hem güldürüyor hem ağlatıyor" diye bir söylem vardır ya. Kelebekler'i seyredene kadar klişe bulduğum bu söylem nihayet aklıma yattı. İlk defa bir film beni gerçek anlamıyla hem güldürdü hem ağlattı. Ama en çok güldürdü. Annelerinin intiharından sonra küçük yaşlarda ayrı düşen üç kardeşin buluşması, babalarıyla yüzleşme ya da yüzleşememe hikâyeleri trajikomik şekilde ilerlerken duygudan duyguya sürüklendim. Tam ben "bak görüyor musun, ailevi sorunlar nasıl da travma yaratıyor, büyüsen de peşini bırakmıyor" diye düşünüp üzülürken, yönetmenin aniden oldukça komik bir şekilde beliren "çok da kasmayın" tavrıyla ters köşe oldum. Bunun nasıl olduğunu söyleyemem, en ufak bir ima bile sürprizleri açık eder, en iyisi filmi seyretmek:) Henüz görmemiş olanlara kesinlikle tavsiye ederim. Bir sanatçıya Sundance gibi önemli bir festivalden boşuna ödül vermiyorlar demek ki. Tolga Karaçelik'in Kültür Bakanlığı'ndan destek alamadan bu işe soyunduğunu, son aşamada filmi tamamlamak için uluslararası fonlama sitesi Indiegogo'dan yardım sağlandığını biliyordum, takip etmiştim. Tüm bunların üzerine önemli bir ödül almak seyircileri de çok sevindirdi. Zaten yönetmenin öyle seyircileri var ki bütçe ayıramamayı dert edinip, yönetmenden habersiz İstanbul'un en önemli noktalarından birinde filmin tanıtımı için pano satın alacak kadar hayran. Bir sanatçı için ne müthiş bir hareket bu. Kelebekler ve onun başarısı, toplumsal günlük yaşantımızda saçma sapan olaylar arasından cımbızla çekip çıkarabileceğimiz güzellikte. Yüzümüzü gülümsetenlere sıkı sıkı sarılmak lazım.