Quantcast
Channel: Sezer Eser Perker
Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

İYİ GELEN YERLER... ABANT GÖLÜ...

$
0
0
    Kış bastırmadan, güneşli günler sona ermeden küçük bir hafta sonu seyahati yapalım istedik. Yakın yerlerden birine olsun bu seyahat dedik. Ve Bolu'da, Abant Gölü'nde karar kıldık. Eylül'ün 22'sinde, ayın sondan bir önceki hafta sonunda düştük yola. Hava mis gibiydi, yollar ise açık...

    İstanbul'da yaşadığımız yerin betona bulanmış griliğinden kaçıp kendimizi mavilere, yeşillere attığımız için aheste çektik kürekleri. Yolun ve yolculuğun tadını çıkarmaya kararlı olduğumuzdan süratli davranmadık, yaklaşık dört saat sonra öğlen saatlerinde Bolu'ya vardık. Abant Gölü'ne 
15-16 km. uzaklığındaki otelimize giriş yaptıktan sonra oyalanmadan göle uzandık. Göle giden Abant Yolu alabildiğine yeşildi. Sayısız ağaç arasında sağlı sollu sıralanmış alabalık restoranları, sucuk-ekmek evleri ise son derece davetkâr... Ama bizim önce göl kıyısında soluklanmamız lazım.

    
    Abant Gölü yaklaşık 30 yıl önce tabiat parkı olarak koruma altına alınmış. Çünkü bitki örtüsü zengin. Ve dolayısıyla tilkiden yaban kazına, geyikten puhu kuşuna kadar birçok hayvana ev sahipliği yapmakta. İnsanlar ise ya günübirlik gidip gelmekte ya da parkın içindeki iki otelden birinde konaklamakta veya kamp alanında çadır kurmakta. Biz günübirlikçilerdeniz. 
Tabiat parkının dışında bir otelde konaklayacağız ama o gün akşama kadar göl çevresindeyiz.

    
    Denizin insana verdiği huzur ayrı, göllerinki apayrı. Yeşilin ya da mavinin her tonunda kıpırtısız uzanan su, dağların ve ağaçların çevrelediği korunaklı sakinlik, sükûnet... Deniz gibi özgürlük hissimizi ayaklandıran sınırsız ve kontrolsüz bir güzellik değil, her şeye hakim olma isteğimize hitap eden ve gözümüzün önünde tamamen uzanan bir güzellik... Göl kenarında doğanın sesini dinlemek, dağlara tırmanmak gibi ya da denize bakmak gibi doğal bir terapi yöntemi.

    
    O gün Abant Gölü çevresindeki tam turumuz akşam saatlerine kadar sürdü. Yaklaşık 7 km.'lik yolu tabii ki keyifli molalarla bölerek yürüdük. Balıkları, ördekleri, başımızın üstünde uçuşan kuşları, açık alanda sakince gezinen atları seyrettik. Bulutsuz gökyüzü ve güneşin parlak ışıkları renkli fotoğraflar çekmemize izin verdi. Acıktığımızda Büyük Abant Oteli'nin kalabalık terasında manzaralı bir masa bulup karnımızı doyurduk. Bir başka kafede kahvemizi yudumlayıp enerji depoladık. Yürüdük, yürüdük... Balık tutanlar, gelinler, damatlar, hattâ katalog çekimi için gelmiş modeller, fotoğrafçılar, piknikçiler vardı fakat düşündüğüm kadar kalabalık değildi tabiat parkı. Çoğunluğun tercih etmediği bir hafta sonuna denk gelmiştik demek ki. Halimden memnundum doğrusu. 




    
    Hava kararmaya yüz tutarken veda ettik Abant Gölü'ne. Bize o gün mavisini, yeşilini, güneşini, balığını, kuşunu, nilüferlerini cömertçe sunmuştu. Şehre döndüğümüzde ara sıra hatırlayıp ruhumuzu dinlendireceğimiz görüntüler kaydetmiştik beynimize. 

    
    Otele dönerken, akşam yemeği için yol üzerindeki alabalık restoranlarından birine uğradık. Güveçte tereyağlı alabalık lezzetliydi lezzetli olmasına ama hava artık erken karardığı için açık havada bir miktar titreyerek oturduk. Malum Bolu'dayız, yükseklerdeyiz, akşamların serin olması normal. Dere kıyısındaki restoranların tadını gündüz saatlerinde çıkarmak lazım. Bu sefer böyle olsun. 

    Bolu'ya gelmişken ve akşamı da orada geçirmişken, ertesi gün hemen İstanbul'a dönmeyeceğiz tabii ki. Önce bir Mudurnu'ya uğrayalım istiyoruz. Hazır Citta Slow da seçilmişken bir selam çakalım, tebrik edelim kendisini. Mudurnu'da aksiyon biraz daha fazla. O zaman bir sonraki yazıda, Mudurnu'da görüşelim efendim:)














Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue