Burada yazmak için aklıma neler neler geliyor ve tembellik edip yazmadığım için hepsi nasıl da kafamdaki geçerliliğini yitirip uçup gidiyor. Yıl olmuş 2019, Ocak ayı çoktan yolu yarılamış ve ben bu sürede tek bir yazı yazmışım. İkincisi bu olsun ve umarım devamı gelsin, bu yıl daha verimli ilerlesin.
Oğlum yarı yıl tatili için evde bir süredir. Hep küçük çocuklarla etkinlik yapılacak değil ya, akraba ve arkadaşlarıyla görüşmelerinden ya da Türkiye'ye geldiğinde halletmesi gereken doktor randevuları vs. işlerinden arta kalan zamanlarda çıkıyoruz, geziyoruz:) Dün hava şahaneydi. Florya'daki Akvaryum'a gitmek geldi aklımıza. İstanbul Akvaryum'un yer aldığı Aqua Florya AVM, sevdiğim tek alışveriş merkezidir sanırım. Daha doğrusu açık alanını çok severim. Amfi tiyatro şeklinde düzenlenen kısmı güneşli havalarda çok keyifli olur. Merdivenlerde denize karşı sıralanır sohbet eder insanlar. Bir süre burada vakit geçirip yine manzaralı kafelerde, restoranlarda bir şeyler yiyip içmek de keyiflidir. Atatürk Hava Limanı'na çok yakın olduğu için üzerinden uçaklar gelip geçer. Birkaç adımla hemen aşağıya, sahile inip bisiklet kiralayabilirsin. Alışveriş merkezinin reklamını yapar gibi oldum ama seviyorum orayı:) Kapalı mekânda tıkılıp kaldıklarından değil. Dün dışarıda fotoğraf çekmedik, bari geçen bahardan birkaç fotoğrafla destekleyeyim anlattıklarımı.
Söz konusu mekânda bir süre güneşin tadını çıkardıktan sonra Akvaryum'a girdik. Zaten erken gitmemiştik, akşam 19.00'a kadar açık olması iyi oldu. Girişte epeyi bir bilet ücreti ödediğimizi söylemem lazım:) Fakat çekiştirmeye niyetim yok, neticede özel bir park. Devasa bir akvaryumun ve deniz canlılarının bakımı pahalı bir iştir diye düşünüyorum.
İstanbul Akvaryum'da Türkiye'nin denizleri için ayrı bölümler hazırlanmış. Marmara, Akdeniz, Karadeniz, İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı... Ufacık bir deniz parçasına hasret ülkeler varken bize özgü bu deniz bolluğu bir nimet aslında. Önemli olan bu denizleri koruyup kollamak.
Çocuklar gibi sevinerek balıkları ve diğer deniz canlılarını izleme hevesiyle, zaman zaman bilgilendirme yazılarını okumayı unutsak da bunların yeterli olduğunu söyleyebilirim.
Türkiye'nin denizleri haricinde okyanusları anlatan bölümler, Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz bölümleri de var. En keyiflisi bence Kızıldeniz... Balıklar rengârenk. Hepsi birer sanat eseri gibi. Onları görmek keyifli fakat önlem alınmazsa, küresel ısınma sonucu 2050 yılı civarında mercan resiflerinin kaybolmasıyla bu canlıların kaybolabileceğini ve bunun yanı sıra Kızıldeniz civarında ekonomik çöküntü yaşanacağını bilmek üzücü.
Mercan demişken, öğrendiğim ve muazzam bulduğum ilginç bir bilgiyi paylaşmak isterim.
Maviliğin içinde, adeta uçar gibi üzerinden süzülüp giden köpek balıklarını, vatozları ve diğer balıkları izlemek şahane. Terapi etkisi yaratan bir tünel burası:)
İsteyenler için bu sularda köpek balıklarıyla yüzmenin maddi bir karşılığı var. Siz ne düşünürsünüz bilmem ama üste para verseler dahi ben o işi yapamam:) İzlemesi daha iyi.
Zira gerçekten estetik hayvanlar.
Akvaryum'da beni en çok sevindiren şeylerden biri deniz atı görmek oldu. İlk defa gördüm ve inanılmaz sevindim.
Masmavi Akvaryum'un bir de sarı ve yeşil tonlarının hakim olduğu kısmı var ki orası da Amazon Yağmur Ormanları...
Su yılanları, minicik zehirli kurbağalar, piranhalar, yani yağmur ormanlarında görülen su canlıları burada. Burası da çok ilginç. O minicik ve renkli kurbağaların başından ayrılamadık. Minyatür gibiler. En ufağının vıraklamasını da duyduk. Boyunun küçüklüğüyle ters orantılı yüksek sesi bizi şaşırttı.
Tüm bu deniz canlıları iyiler, hoşlar. Akvaryum, bir tek şey hariç bende hayvanat bahçesi hissi yaratmadı. Çünkü devasa tankların içindelerdi. Sular temizdi. En büyük hayvanlar köpek balıkları ki onlar da sanırım en büyüklerinden değiller. Bir de bazı su canlıları ya da balıklar kımıldamıyor arkadaş. Hani denizde de duracak, burada da duracak:) Beni tek düşündüren Gentoo Penguenleri oldu. Hani anavatanları Güney Kutbu ya... Ve bunlar iki ayak üzerinde yaşayan sosyal canlılar ya (sanki insanı tarif etmiş gibi oldum ama:)) ... İstanbul'da kapalı bir alanda ne işleri olduğu konusu kafamı karıştı. Ben olaya duygusal açıdan baktım ve biraz da mantık yürüttüm ama bilmediğim konuda iddia etmeyi sevmem, belki de onlar için daha iyi, ya da en azından iyi bir ortam söz konusudur. Penguenlerin fotoğrafı yok çünkü 15.15'te bulundukları alanın ışıkları karartılıyor, yavaş yavaş uykuya geçiyorlar. Herkes gittikten sonra tamamen dalıyorlarmış ve sabaha kadar uyuyorlarmış:) Loş ışıkta seçebildiğimiz kadarıyla bazıları çoktan yerlere serilmişti bile. Ayakta olanlar ise uykulu uykulu duruyorlardı ve çok tatlılardı.
Sömestr tatilinde ortam biraz daha kalabalıklaşacaktır muhtemelen, dün oldukça tenhaydı. Arap turistlerin yoğun olmasıyla birlikte farklı ülkelerden geldikleri belli olan turistler de vardı. Şehir içine pek yakın olmamasına rağmen turistlerin tercih ediyor olması güzel.Tenhalık bizim işimize geldi aslında. Rahat rahat gezdik. Hattâ Orhun öyle rahattı ki şu pencerenin önünde bu şekilde dakikalarca takıldı:) Bayılır böyle şeylere. Küçüklüğünden beri özellikle müzelerde ne şekillere girdiğini gösteren fotoğrafları bir ara toparlayacağım. Önce hızlıca gezer, sonra dönüp okumaları yapar, en sonra beğendiği yerlerde böyle şekillere girer.
İstanbul Akvaryum eğlenceli ve aynı zamanda okuyarak gezersen bilgi veren bir mekân. Kalabalık bir zamana denk gelmezsen zihin boşaltmak, keyifli birkaç saat geçirmek için bire bir. Daha ayrıntılı bilgi için, pahalı dedim ama ücretler ve kampanya duyuruları, servis saatleri vs. için İstanbul Akvaryum'un linkini BURAYA bırakıyorum. Önümüz hafta sonu ve malûm sömestr tatili... Belki Florya'ya doğru uzanırsınız. Florya derken aklıma geldi, eğer daha önce görmediyseniz hazır o tarafa gitmişken yakınındaki Atatürk'ün yazlık köşküne de uğramanızı tavsiye ederim.
Oğlum yarı yıl tatili için evde bir süredir. Hep küçük çocuklarla etkinlik yapılacak değil ya, akraba ve arkadaşlarıyla görüşmelerinden ya da Türkiye'ye geldiğinde halletmesi gereken doktor randevuları vs. işlerinden arta kalan zamanlarda çıkıyoruz, geziyoruz:) Dün hava şahaneydi. Florya'daki Akvaryum'a gitmek geldi aklımıza. İstanbul Akvaryum'un yer aldığı Aqua Florya AVM, sevdiğim tek alışveriş merkezidir sanırım. Daha doğrusu açık alanını çok severim. Amfi tiyatro şeklinde düzenlenen kısmı güneşli havalarda çok keyifli olur. Merdivenlerde denize karşı sıralanır sohbet eder insanlar. Bir süre burada vakit geçirip yine manzaralı kafelerde, restoranlarda bir şeyler yiyip içmek de keyiflidir. Atatürk Hava Limanı'na çok yakın olduğu için üzerinden uçaklar gelip geçer. Birkaç adımla hemen aşağıya, sahile inip bisiklet kiralayabilirsin. Alışveriş merkezinin reklamını yapar gibi oldum ama seviyorum orayı:) Kapalı mekânda tıkılıp kaldıklarından değil. Dün dışarıda fotoğraf çekmedik, bari geçen bahardan birkaç fotoğrafla destekleyeyim anlattıklarımı.
Söz konusu mekânda bir süre güneşin tadını çıkardıktan sonra Akvaryum'a girdik. Zaten erken gitmemiştik, akşam 19.00'a kadar açık olması iyi oldu. Girişte epeyi bir bilet ücreti ödediğimizi söylemem lazım:) Fakat çekiştirmeye niyetim yok, neticede özel bir park. Devasa bir akvaryumun ve deniz canlılarının bakımı pahalı bir iştir diye düşünüyorum.
İstanbul Akvaryum'da Türkiye'nin denizleri için ayrı bölümler hazırlanmış. Marmara, Akdeniz, Karadeniz, İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı... Ufacık bir deniz parçasına hasret ülkeler varken bize özgü bu deniz bolluğu bir nimet aslında. Önemli olan bu denizleri koruyup kollamak.
Çocuklar gibi sevinerek balıkları ve diğer deniz canlılarını izleme hevesiyle, zaman zaman bilgilendirme yazılarını okumayı unutsak da bunların yeterli olduğunu söyleyebilirim.
![]() |
Mors Alfabesiyle mesajlaşmak isteyenler için |
Mercan demişken, öğrendiğim ve muazzam bulduğum ilginç bir bilgiyi paylaşmak isterim.
Bakınız aşağıdaki fotoğraf:
Akvaryum'un en keyifli yeri hiç kuşkusuz ana tankın altında oluşturulmuş olan şu tünel
Maviliğin içinde, adeta uçar gibi üzerinden süzülüp giden köpek balıklarını, vatozları ve diğer balıkları izlemek şahane. Terapi etkisi yaratan bir tünel burası:)
İsteyenler için bu sularda köpek balıklarıyla yüzmenin maddi bir karşılığı var. Siz ne düşünürsünüz bilmem ama üste para verseler dahi ben o işi yapamam:) İzlemesi daha iyi.
Zira gerçekten estetik hayvanlar.
Akvaryum'da beni en çok sevindiren şeylerden biri deniz atı görmek oldu. İlk defa gördüm ve inanılmaz sevindim.
Masmavi Akvaryum'un bir de sarı ve yeşil tonlarının hakim olduğu kısmı var ki orası da Amazon Yağmur Ormanları...
Su yılanları, minicik zehirli kurbağalar, piranhalar, yani yağmur ormanlarında görülen su canlıları burada. Burası da çok ilginç. O minicik ve renkli kurbağaların başından ayrılamadık. Minyatür gibiler. En ufağının vıraklamasını da duyduk. Boyunun küçüklüğüyle ters orantılı yüksek sesi bizi şaşırttı.
![]() |
Piranhalar. Kıpırtısız duruyorlar. Kanın bir damlası bile hareketlendirmeye yeter:) |
![]() |
Mikro kurbağaları gördünüz mü? Mor, yeşil, kırmızı her renkten var. |
Sömestr tatilinde ortam biraz daha kalabalıklaşacaktır muhtemelen, dün oldukça tenhaydı. Arap turistlerin yoğun olmasıyla birlikte farklı ülkelerden geldikleri belli olan turistler de vardı. Şehir içine pek yakın olmamasına rağmen turistlerin tercih ediyor olması güzel.Tenhalık bizim işimize geldi aslında. Rahat rahat gezdik. Hattâ Orhun öyle rahattı ki şu pencerenin önünde bu şekilde dakikalarca takıldı:) Bayılır böyle şeylere. Küçüklüğünden beri özellikle müzelerde ne şekillere girdiğini gösteren fotoğrafları bir ara toparlayacağım. Önce hızlıca gezer, sonra dönüp okumaları yapar, en sonra beğendiği yerlerde böyle şekillere girer.
İstanbul Akvaryum eğlenceli ve aynı zamanda okuyarak gezersen bilgi veren bir mekân. Kalabalık bir zamana denk gelmezsen zihin boşaltmak, keyifli birkaç saat geçirmek için bire bir. Daha ayrıntılı bilgi için, pahalı dedim ama ücretler ve kampanya duyuruları, servis saatleri vs. için İstanbul Akvaryum'un linkini BURAYA bırakıyorum. Önümüz hafta sonu ve malûm sömestr tatili... Belki Florya'ya doğru uzanırsınız. Florya derken aklıma geldi, eğer daha önce görmediyseniz hazır o tarafa gitmişken yakınındaki Atatürk'ün yazlık köşküne de uğramanızı tavsiye ederim.