GIACOMO BALLA (1871-1958) - MERKÜR GÜNEŞİN ÖNÜNDEN GEÇİYOR
Şayet yazıya bir başlık koyma durumu olmasaydı okuyucuya bu resmin ne anlatmış olabileceğini sorardım. Sarmal hareketin üzerinde yer bulmuş üçgenler, daireler, infilak etmiş formlar, iç içe geçmiş sıcak ve soğuk renkler, ara ara parlayan beyazlar... Kimine göre tüm bunların aslında somut bir olayı anlatıyor olması güç.
Fakat gerçek gün gibi ortada, zira bu resim Merkür'ün Güneş'in önünden geçişini anlatıyor. Üstelik hayalen de değil, 7 Kasım 1914 tarihindeki gökyüzü olayının Giacomo Balla tarafından görselleştirilmesi söz konusu. Amatör olarak astronomiyle de ilgilenen ressam, geçişi bizzat gözlemliyor ve tuvaline aktarıyor. Sık rastlanan bir gökyüzü olayı değil bu. Kasım geçişleri 7, 13, 33 yılda bir, Mayıs geçişleri ise 13 veya 33 yılda bir gerçekleşiyor. Merak edip baktım, son geçiş 11 Kasım 2019'da yaşanmış, bir sonraki 13 Kasım 2032'de gerçekleşecekmiş.
Giacomo Balla yüzümüzü, fikrimizi tek bir resimle nasıl da gökyüzüne çevirmemizi sağladı değil mi? Fütürizm işte! Yani Gelecekçilik. Edebiyat, resim, heykel, mimari, moda, müzik, sosyoloji vb. insana dair her alanda ileriyi görmek, olabilecekleri düşünmek... Bugün fütüristler dernekler kuruyorlar, fikirler geliştiriyorlar, benim de epeyi bir ilgimi çekiyorlar, takip ediyorum. Fütürizm'in ilk ortaya çıktığı tarihler ile günümüz arasında teknolojik olarak inanılmaz gelişmeler yaşandı. Kurabileceğimiz hayallerin ya da korktuğumuz komplo teorilerinin ucu bucağı yok. Şimdi her birini bir kenara bırakalım ve Fütürizm'in doğduğu tarihe gidelim, konumuz yine resim olsun.
Fütürizm tam tamına 20 Şubat 1909'da ortaya çıkıyor. Tarih net çünkü o gün şair ve yazar Filippo Tomasso Marinetti, Fütürizm'in manifestosunu yayınlıyor. Anlaşılacağı üzere olayın geçtiği ülke İtalya. Rönesans'ı yaşamış, yüksek sanatın kalbi İtalya'da sanatçıların üzerinde tam da bu nedenlerle bir ağırlık var. Ve bundan sıyrılma isteği... Eskiyi yıkarlarsa yeniye ulaşacaklar, gelecek onların önünde, gençler ve ateşliler. Bilim ve teknoloji, endüstrileşmiş şehirler, hız, dinamizm... Artık geçerli olan bu. Fütürizm'in resim sanatında kendini göstermesi de ayrıca bir manifestoyla şekilleniyor. Bunu da Luigi Russolo hazırlıyor. Resmin teknik manifestosunda sessizliğin statik olduğu ve sessiz olan her şeye karşı olunduğu belirtiliyor. Sesler, kokular, gürültüler tuvallerde somutlaşıyor. Yataylık ve düşeylik, yumuşak renkler, küp gibi bitmiş formlar statik oldukları için reddediliyor. Kırmızılar, keskin yeşiller, güçlü sarılar, havai fişekler, dar açıların çarpışması, eğri çizgiler, silindirler, koniler, dinamizm ön plana çıkıyor. Büyük şehirler, garlar, metrolar, otomobiller, renkli sirkler, hızlı sporcular, hareket halindeki nesneler konu olarak seçiliyor. Üslup açısından genelde 20.yy'ın önemli akımlarından Kübizm ve Fovizm'den yararlanılıyor. İtalya kaynaklı Fütürizm, Fransa, Rusya, İngiltere vb.ülkelerde de zamanın gereği olarak yer buluyor. İtalyan fütürist sanatçılar trenle gezerek eserlerini sergiliyorlar. Seyahat sırasında Fütürist Geceler düzenliyorlar. Herkes kafasına göre konuşuyor, şakı söylüyor. Kaotik, gürültülü geceler çoğunlukla kavgayla noktalanıyor. Yıkıcı, şiddete meyilli İtalyan genç sanatçılar faşizme yakın durdukları için Mussolini bunları yanına çekmek istiyor. Yine de başlarına buyruk olduklarından Mussolini'ye pek yüz verilmiyor ancak tamamen uzak da kalınamıyor. Fütürizmi benimsemiş sanatçılar Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla küresel bir şiddeti yaşıyorlar. İtalya fütürizmi dar anlamda savaşla birlikte son buluyor ancak çeşitli ülkelerde çeşitli şekillerde devam ettiği görülüyor. Savaş sonrasında İtalya'da tekrar canlandırılmak isteniyor. Özellikle mimaride fütürizmin etkisi daha uzun soluklu oluyor. Öyle ya da böyle, fütürizm, değişen dünyayla birlikte, ilk şiddetli halinden daha farklı olarak kalıcı hale geliyor. Şiddet konusunda bana katılmayanlar olacaktır, kaba kuvvet yerini gizli kötülüklere bıraktı diyenler olacaktır ancak ben olumlu düşünmeyi sevdiğim için teknolojinin iyi eller yoluyla insanın yararına sunulacağını umut ediyorum. Sanat ise çoktan kalıpları kırdı. Kimi zaman geleneksel, kimi zaman digital, herkes beğenisine uygun işi, kalbine dokunan bir sanatçıyı muhakkak buluyor.
1914 tarihli "Merkür Güneş'in Önünden Geçiyor" bugün Venedik'te Peggy Guggenheim Müzesi'nde sergilenmekte. Fütürizmin teknik manifestosuna uygun, önemli bir örnek. Konusuyla da izleyicinin ilgisini çeken bir resim. Gel gör ki Giacomo Balla fütürizmle olduğu kadar faşizmle de özdeşleşmiş sanatçılardan biri. Mussolini yönetiminin propaganda aletlerinden. Çok yönlü bir sanatçı. Çocukluğunda müzikle ilgilenmiş, babasının ölümüyle müziği bırakıp resme yönelmiş. Akademik eğitim almış. Sanat hayatı boyunca resim haricinde heykeller, fütürist giysiler yapmış, film ve oyunlara mizansenler hazırlamış. San Luca Akademisi'nde öğretim üyeliği de yapan Balla, 87 yaşında hayata veda etmiş.