Bu yazıyı yazmak için bilgisayar ekranını bakışlarımla nasıl netleştirmeye çalıştığımı ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Yaklaşık iki yıldır kullanmakta direndiğim uzak-yakın gözlüğümü aldım. Yani yaşlı gözlüğünü:)
On gündür bir robot gibi yavaşça kafamı sağa sola yukarıya aşağıya çevirerek görmeye çalışıyorum. Kitap okurken dahi aynı. Kelimeleri soldan sağa, soldan sağa başımla takipteyim. Israrla okuyorum çünkü alışmam lâzım. Minimum 15 günde, olmadı bir ayda düzene girermiş. Sabırla bekliyorum.
Bu arada, yani tam bu hâldeyken, Beylikdüzü Belediyesi'nin kitap toplama kampanyası için evdeki bir kısım kitapları gözden geçirdim. Orhun'un odasındaki gömme dolabın kocaman bir bölümü kitaplarla, dergilerle, ders notlarımla, el işi malzemeleriyle vs. dolu. Epey bir süredir elden geçirmemiştim. Hepsini indirdim. İçlerinde günlüklerim, Orhun'un eski defterleri, ödevleri olduğu için onu oku, bunu oku, ona hüzünlen buna gül derken saatler sürdü. Orhun'un da ilkokulda kısa süreli tuttuğu günlükleri vardı. Onlara bir daha güldük. Arada sırada çıkarıp okurum. Bayılıyorum yazdıklarına. Şöyle yazmış bir gün: "Bugün sınav vardı. Benim de hiç umudum yoktu. Sabahtan beri gördüğüm her iyi insandan umut istedim" :) Bunu Orhun'un küçüklüğünü bilerek değerlendirmek lâzım tabii:) Çok acayip fikirleri ve eylemleri vardı. Her okula gittiğimde öğretmenleri gülerek "Orhun bana şöyle dedi" deyip anlatmaya başlarlardı. Benim çocukluktan kalan günlüklerim daha düz, daha sıradan. Orhun'unki rengârenk.
Okumayı sevenlerin kitaplarını elden çıkarması zor oluyor ama artık evin hakimiyetini onların alıp bizi atacakları bir durumda olduğumuzdan ara ara bunu yapmak gerekiyor. Ana kütüphanemin dışında diğer odalarda muhtelif dolaplar da dolu. Belediye'ye bağış konusunda denenmiş bir güvenim var. O yüzden yine bir seçme yapıp, örneğin Orhun'un çocukluk kitaplarından bizde anısı olan birkaçını bırakıp kalanını bağışladım. Yalnız ne almışız arkadaş! O zaman hayat bu kadar pahalı değil tabii. Ne kalın kapaklar, sayfalar, ne janjanlı tasarımlar, üç boyutlu kale görüntüleri, kat kat açılan oyuncaklı anatomi kitapları vs.vs.vs. Kitaba verilen paraya acımadığım için Guinness Rekorlar Kitabı'nın özel tasarımlarını bile almışız. Şimdi olsa ne yazık ki kırk kere düşünürdüm ve şu an elimizde olanların bir kısmını alamazdım. Çünkü çok pahalılar, çünkü Orhun'un çocukluk yılları ile günümüz arasında ekonomik açıdan uçurum var. Fakat şundan memnunum ki her kitabını okudu. Sadece almak için alan çocuklardan olmadı.
O dolapta bekleyen yetişkin kitaplarını da elden geçirdim. En çok okuyan ben olduğum için herkes kitaplarını bana veriyor ya da beğendiğimi ben istiyorum, zira daha iyi bakacağımı biliyorum. Kitabın kapağını açıp bakıyorum kardeşime hediye edilmiş, bir başkası arkadaşından kayınpederime imzalanmış. Hepsi bende, güvende:) Babamın kütüphanesinden kurtarabildiklerim de var. (Annem pek tutmazdı da ). Mesela Zengin ve Yoksul'u okuyacağım bu yakınlarda. 2 cilt. Ben çocukken TRT'de dizisinin yayınlandığını ve ilgimi çektiğini hatırlıyorum. Araştırdım, ülkesinde 1976'da yayınlanmış ama bizde o tarihte yayınlanmamıştır herhalde. 2 yaşındaki halimle onu seyretmiş ve sevmiş olamam. Acaba yanlış mı hatırlıyorum, bir başka diziyle mi karıştırdım? Annem hatırlar herhalde. Büyüklerimden bilen varsa söylemesini rica ediyorum:)
Dolabımız bir küçük sahaf olmuş neredeyse. Kıyamıyorum ne yapayım? Almaya da devam ediyorum. Yine Beylikdüzü Belediyesi'nin düzenlediği sahaf festivali var bu aralar. Yıllardır süren Barış ve Sevgi Buluşmaları dahilinde. Geçen gün ufak bir gezinti yaptım, 2 kitap aldım. Birazdan tekrar gideceğim. Her sene sabırsızlıkla beklediğim bir etkinlik bu. Her akşamüstü yazarların, televizyoncuların, tiyatrocuların, kafama uyan birçok ismin sohbetleri de oluyor. Barış ve Sevgi Buluşmaları haftası, bu tarafta yılın en güzel zamanları...
Filmlerde kafaya darbe yemişlerin bayılmadan önce gördüğü o dalgalı görüntüler vardır hani? Bir sağa bir sola veya köşelere doğru uzarlar, kısalırlar, bayrak gibi dalgalanırlar. İşte 10 gündür öyle görüyorum:) Yine de iyi iş başarmışım. Kitapları, dergileri dayanamayıp okuya okuya iyi düzenlemişim. Ve bu yazıyı da iyi kotardım. Alışma sürecinin baş ağrısı yapmaması çok iyi. Tekrar buraya döndüğümde umarım görüşüm düzelmiş olur. Ben şimdi sahaflara gidiyorum. Kesin bir iki kitap alırım. Yaşam Vadisi'ne şöyle güneşlenme koltukları yapmışlar. Bu fotoğrafı çektiğimde çok sıcaktı, o yüzden hepsi boş. Fakat bugün yağmur yağdı, hava bunaltıcılığını attı. Şimdi daha dolu olsa da, dönüşte birini kapıp kitapları okumaya başlarım muhtemelen.