Quantcast
Channel: Sezer Eser Perker
Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

EYLÜL... YAZIN PEŞİNDEKİ KÜÇÜK KARDEŞ

$
0
0
    Şöyle demiş şair, Gövdemden sızan sular gibi /Akıp gitti bir yaz daha...  *
    Neyse ki yaz tam da çekilmeden tuttuk biz eteklerinden, geçtiğimiz günlerde Bodrum'a uzandık. Seneler önce Bodrum sakini olmuş teyzem, kuzenim ve ailemizin en küçük üyesi Parem'le malûm salgın yüzünden pek az görüşür olmuştuk. Gitmeler, gelmeler seyrekleşmişti. Çok kalabalık bir ailemiz olmadığı için hepimiz birbirimize düşkünüz, Parem bizleri çok özlüyor. Ortalık bir nebze sakinleşmişken güneşli günleri değerlendirdik ve güzel bir Eylül günü düştük yola. Böylece yazdan birkaç gün daha çaldık, hem özlem giderdik hem denizle buluştuk. 
Parem de sahil beldesinde yaşayan her çocuğun yapabileceği gibi okul çıkışı bizimle birlikte henüz ısısını kaybetmemiş denize attı kendini. 

    Akşamları o uyuyunca anneannesine emanet edip, biz kuzenler Bitez'de alıyorduk soluğu. Vamos'ta birer kadeh şarap eşliğinde, uzak kalınan zamanların biriktirdiği sohbetler ediliyordu. İsim veriyorum zira tavsiye olsun.  Hava o kadar iyiydi ki incecik bir şala dahi ihtiyaç duymadım. Öğlen saatlerinde plaja gitmeden önce, farklı farklı mekânlarda kahve eşliğinde devam ettirdik sohbetleri

    Fotoğraftaki kitabı götürmüştüm yanımda. O kadar hoş bir kitap ki... İngiltere'de Thames Nehri'nde gezintiye çıkan üç arkadaş keyfime keyif kattı. Ve İngiltere'yi görme isteğim onlar sayesinde bir kez daha alevlendi. Bir gün Thames kıyısındaki her kasabayı, her şehri onlar gibi nehir üzerinden olmasa da karadan gezsem fena mı olur?  

    Bazen plajda da devam ediyordu kahve keyfi. Gün batana kadar epeyi vaktimiz vardı ne de olsa. 
    
    Kimi zaman merkezde takıldık.

    Restorasyondan sonra henüz ziyaret etmediğim Bodrum Kalesi'yle uzaktan selamlaştık. Önümüzdeki bahar geleceğime söz verdim. 

   Ama Deniz Müzesi'ni ihmâl etmedik. Ben daha önce görmüştüm ve Bodrum'da denizciliğe dair her bilgiyi tek tek incelemiştim. Bu kez sevdiceğimle ziyaret ettik. "Görmelisin" dedim. Sağlığında babasının küçük bir teknesi vardı. Boş zamanlarında ve daha sonra emekli olduğunda balıkçılık yapardı. Dolayısıyla çocukları denizle haşır neşir büyümüştü. Yani bu müzeyi önermekte haklıyım. Hem ben de ikinci kez görmeye hayır demem. Her biri mücevher görünümündeki deniz kabukları için bile defalarca gezebilirim burayı. 

   Bodrum Deniz Müzesi'ni uzun uzun anlatmayayım. Daha önce hakkında yazmıştım, linki tam buraya ekliyorum: DENİZ KABUKLARINI SEVER MİSİNİZ? 
    İşte böyle! Yaz mevsimini uzun zamandır görmediğimiz sevdiklerimizle, sonbaharda Ege'de olmanın keyfiyle, ılık gün batımlarıyla, gün batımı renginde meyle, sohbetle, muhabbetle uğurladık. Yazın yeri gönlümde ayrıdır ama her mevsimi severim. Dört mevsimi yaşayabildiğimiz bir coğrafyanın insanı olmak beni mutlu eder. Renkli bir döngünün içinde her birine ayrı hazırlık, her birinde hissedilen farklı duygular... O halde hoş geldin sonbahar! 



    * Ataol Behramoğlu / Geçmiş Yaz




Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

Trending Articles


huddam daveti


Tekasür Suresi


"Yâ Kuddûs!" Esması Havâs ve Esrârı


Kasemi Mübelliğa


Peri44


Kuvvetli muhabbet ve aşk tılsımı


El-Mütekebbir


Papaz büyüsü


SCCM 2012 Client Installation issue


Zilhicce Ayının Namaz Duası ÖNEMLİ