Quantcast
Channel: Sezer Eser Perker
Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

YOL ARKADAŞIM VE EN İYİ YOLCULUK ARKADAŞIM...

$
0
0
  
   Uzun uzun yıllar önce Nisan ayında evlenmiştik biz. Ben 21 yaşımdaydım, eşim 25. Hiç o kadar erken evleneceğimi düşünmezdim ama erken tanışıp her şey iyi gidince böyle oldu. Erken evlenmenin artıları da var eksileri de. Eksisi erkenden hayat gailesine karışmış olmak. Artısı ise erken çocuk sahibi olmak. Erken çocuk sahibi olmanın da artıları ve eksileri var. Acemi anneydim demeyeceğim çünkü çocuğumun olmasını çok istiyordum ve genç yaşıma rağmen çok iyi idare ettim. Sadece gezip tozma bakımından zordu erken evlenip erken anne-baba olmak. Evet Orhun doğmadan önce birkaç güzel seyahatimiz oldu ama evliliğe adapte olma çabasıyla harmanlanmış gezilerdi bunlar. Orhun belli bir yaşa gelene kadar da hep çocuk dostu otellerde, tatil köylerinde konakladık. Bende çocuğun düzenini bozmayayım düşüncesi çok fazlaydı, onu kendi keyfim olsun diye oradan oraya sürükleyemedim. "Aman kimseyi rahatsız etmeyelim" düşüncesi de çok fazlaydı ve çevremizde hemen herkes henüz çocuksuz olduğu için Orhun'la arkadaş toplantılarına, gezilerine katılmayı tercih etmedim. Bir de anne-oğul birbirimize o kadar yapışıktık ki onu kimseye bırakıp gidemedim. Kısacası evliliğimizin ilk iki yılı hay huyla, kalan yılları da çocuk büyütmekle geçti. Şikayetçi değilim, aksine çok memnunum. Yalnızca artı ve eksileri düşündüğümde fark ediyorum bunları. Şöyle bir gerçek de var ki çocuğu çabuk büyüttük. Ortaokul yıllarında gezilerimizin niteliği değişti. Artık üç yetişkin gibi takılmaya başladık. Otellerde çocuk kulüplerini kovalamaktan vazgeçtik. Hatta otellerden vazgeçtik dairelere, pansiyonlara, butik otellere yöneldik. Yurt dışı seyahatleri arttırdık. Bol bol yürümeye, toplu taşıma araçlarını kullanmaya başladık. Küçükken de müze ziyaretlerini ihmal etmezdik ama sayıları çoğaldı. 
Orhun liseye başladığında ise eşimle baş başa kaçamaklar yapma zamanı gelmiş oldu. Bizim çocuğumuz büyümüştü, arkadaşlarımızın çocukları henüz çok küçüktü. Bu durumda yine onlarla seyahat planları yapamıyorduk, çocuk büyütme sırası onlardaydı:) Biz yine baş başa kaldık. İşte erken anne-baba olmanın artısı da bu. Şimdi -Orhun'u da üniversiteye yollamışken- imkanlarımız elverdiğince birlikte gezip görmenin tadını çıkarıyoruz ve bu yolda her fırsatı değerlendirmeye çalışıyoruz. Fikirlerimiz, zevklerimiz olgunlaşmışken; bilgimiz, tecrübemiz artmışken; belli maddi düzeye ulaşmışken gezmenin de ayrı bir keyfi var. Tam bu aşamada çevremizde "Geziyorsun. Ooo! Ne çok geziyorsun?" diyenler çok oluyor tabii ki. İnsanları anlamak zor. Anneanne ve babaanne de genç olup, biri çalıştığı diğeri ise sosyal hayatından vazgeçmemeyi tercih ettiği için benim yanımda pek bulunamadıkları senelerde, ben evde yalnız başıma çocuk büyütürken, dışarıda yalnızca çocuk parklarında, sinema ve tiyatrolarında vakit geçirirken "Ne yapıyorsun? Nasılsın?" demeyenler şimdi gezmemize takılıyorlar ya onlara nasıl davranacağımı şaşırıyorum. Bu, çalışma konusunda da böyle mesela. Karnım burnumda toplu taşımacılıkla işe gidip geldiğimi, yasal izni bile kullanamadan doğuma gittiğimi unutanlar şu an çalışmıyor olmama daha takıklar mesela. Durduk yere gaza geldim ama hani 40 yaşından sonra bazı şeyler dank eder ya kafana. Sanırım onu yaşıyorum:) Ama kızgın değilim. Sadece insan psikolojisini anlamaya çalışıyorum. Fazla abartana kibarca bunları söylüyorum. 
    Şimdi bak aslında ne anlatacaktım, nereden nerelere geldim. Yazıya başlarken amacım geçen ilkbaharda yaptığımız Bükreş seyahatini anlatmaktı. Seyahatin evlilikle ve evlilik yıldönümüyle alakası vardı. Bizim Nisan aylarında yaptığımız geziler evlilik yıldönümü kutlaması oluyor. Doğum günleri hariç özel günleri hiç sevmem. Hediye beklentim de yoktur. Bu yüzden birkaç sene önce, kendimize bahane yaratarak evlilik yıldönümlerimizde daha önce görmediğimiz bir yeri gezip görme konusunda karar aldık. Çok şükür bugüne kadar da uyguladık. Mesela Gaziantep'e de gittik Bükreş'e de. Önemli olan birlikte olmamız ve daha önce görmediğimiz yerleri görmemiz. Bunlar bir hafta sonunu kaplayan ufacık geziler ama bizim için anlamı büyük. İşte bir önceki Nisan ayında Romanya'nın başkenti Bükreş'e gitmiştik ve ben onu gezi yazılarım içine dahil edememiştim. Neden Bükreş olduğu sorulabilir. Belli bir nedeni yok. Genelde sadece cumartesi-pazar günlerini kapsayan geziler olduğu için fazla uzak olmayan yerleri seçiyorum. O anda aklıma neresi yatarsa o oluyor. Fazla plana gerek yok. Hayatımın şu döneminde hayal kurmanın, adım atmanın gerekliliğine fakat ince ince plan yapıp gerilmenin anlamsızlığına gönülden inanıyorum. 
    Bu kadar gevezeliğin ardından direkt Bükreş yazısı gelmeyecek tabii ki. Başlayayım dedim ama farklı bir iç dökmeye dönüştü bu yazı. Bir sonrakinde ciddi ciddi gezi bloggerı havasına gireceğim haberiniz olsun:) Ve bu yazıyı okuyan herkesin gönlündeki güzel hayaller gerçek olsun.









Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

Trending Articles


el-Vehhab Rızık Bolluğu için


Şirinlik Tılsımı


Sure-i Haşr Havassları


12bin besmele


Açık-Kapalı Günlerin Bulunması


Ya fettah ismi şerifi ve Taşınabilir Vefki


El-Fettah isminin vefki


Cin Suresi Fazileti


SCCM 2012 Client Installation issue


png şık bayan resimleri, yeni eklenen en güzel png uzantılı bayan resimleri


Kara Noel Türkçe Dublaj izle (2019)


İFRİT Daveti


Keşif için Kaf Suresi Ayet-22 ile Çalışma


şın harfinin sırları


Adiyat Suresi ile İstediğin Şahsın Rüyasına Girebilme


Fetih Suresi ve Esması


Göz perdesi açma kulak cakrasini açma


Foxtrot Six Türkçe Dublaj izle (2020)


Hadi Gidelim Türkçe dublaj izle (2020)


Şekilli süslü hazır floodlar