Quantcast
Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

KİTAP FİYATLARI DA ARTIYOR DOSTLAR!

   
    Bugün Instagram hesabımda şu an okumakta olduğum kitabı paylaştım ve şöyle yazdım:
"Halîhazırda Demir Özlü'den Stockholm Öyküleri'ni okumaktayım. Zorunlu ya da keyfi olarak yolunun geçtiği şehirlerin hissettirdikleri üzerine kurulu, olaysız öyküler... Elimdeki 2000 yılı baskısı. Bugünlerde okuduğum her yeni kitapla kafama doluşan düşünceler var. Kâğıt sıkıntısı ve dolayısıyla kitaba gelen zam, dergilerin ve gazetelerin zorda olması çok canımı sıkıyor. 
Hayat pahalılığına dair herkes gibi çok daha fazla sıkıntım var tabii ama şu an konu ettiğim kitaplar üzerine olanı. E-kitap'a mahkûm edecekler bizi. 'İçimi ısıtan kitap kokusu, sayfalara dokunmanın hazzı' vs. vs. beylik sözlerle edebiyat yapmayacağım. Dijital kitap sevmiyorum ben! Olay bu! Bu konuda dayanabildiğim kadar dayanacağım!"
    Sizi de rahatsız etmiyor mu bu konu? Bir zaman sonra illâki problem olacak olan kâğıt yetersizliğinin böyle küt diye ortaya çıkması sinir bozucu değil mi? Birçok açıdan tartışılabilir bir konu bu. Ekonomik, sosyal, çevresel birçok açıdan... Mevcut fabrikaların satılması ve dolayısıyla üretim yetersizliği, bırak kağıdı nefes almak için bile ağaç bulamayacak duruma yaklaşmamız...  Bunların hepsi üzücü şeyler. Ama eminim gazetelerin, dergilerin, yayınevlerinin zorda olması birilerinin işine geliyor. Çünkü iyice dijital ortama kayılacak, reklâmlar için daha çok alan açılacak. Bana göre internet üzerinden gazete okumak keyifsiz bir şey. Alışamadım. Sağdan soldan devamlı çıkan reklamlarla okuma hızımın, dikkatimin dağılmasına alışamadım. Ve büyük konuşmayayım ama kitap okumak için makine almaya niyetim yok. En azından uzunca bir süre... 
    Kâğıt konusunda hassasiyetim var arkadaşlar. Ücretli öğretmenlik yaptığım dönemde, öğrencilerim yazdıklarını çizdiklerini beğenmeyip kâğıtlarını buruşturup buruşturup attıklarında deli olurdum. Ekonomik gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarının devam ettiği bir okuldaydım. 
5. ve 6.sınıfların resim derslerine giriyordum. Devletin ücretsiz verdiği defterlerin sayfalarını hunharca harcayıp birkaç günde tüketmeleri, zor durumdaki ailelerinin tekrar aldığı defterleri de aynı şekilde harcamaları içimi acıtıyordu. Ne yollar denedim, ne konuşmalar yaptım kâğıdı boş yere tüketmemeleri için. Ama inanın ailede olmayınca olmuyor, bu devirde öğretmenlerin işi gerçekten çok zor. Birkaç duyarlı öğrenci harici verim alamadım. Daha doğrusu çabalarım sonucundaki olumlu davranışlar uzun ömürlü olamadı. Öyle alışmışlar. Birkaç öğrenci hariç her birine -ki dile kolay 1000'e yakın öğrencim vardı- çevre bilinci konusundaki davranış notunu "yetersiz" verdim. Nedenlerini de açıkladım. İşin ilginci, bu konuda varlıklı kesimin çocuğu da aynı davranışlarda bulunuyor, az gelirli ailelerin çocukları da. Her birinin motivasyonu ayrı. Müthiş bir tüketim toplumu olduk. Üzücü... Çok üzücü... 
    Ne diyeyim? Sabaha kadar yazsam bitmez. Şu hayatta kendimi bildim bileli en çok keyif aldığım şey kitap okumak. Gezileri, konserleri, vb. etkinliği herkes gibi kendimizce zaten azalttık, kitap keyfime de limon sıkılınca iyice geldiler bana. Şu dönemin şöyle iyi bir yanı olabilir. Yayınevleri artık "ben yazdım oldu" diyen herkesin abuk subuk kitaplarını basmaz belki. Bak o da ayrı bir konu. İyisi mi burada keseyim ben:)












Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue