Quantcast
Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

RAHATSIZ YAZILAR...

        Şu günlerden ruh sağlığım zarar görmeden geçmek istiyorum. Burada umutlu yazılar yazıyorum çünkü gerçekten salgının makûl bir zamanda biteceğine inanıyorum. Evde vakit geçirme konusunda da sıkıntım yok, bunaldım deyip deyip kimseyi darlamıyorum. Gel gör ki dışarı çıkınca durum değişiyor. Çok az olan bu durumda ilk hedefim en kısa zamanda eve dönmek oluyor. Nasıl rahatsız oluyorum anlatamam. Ki iki gün üst üste evde duramayan bir insandım. Herkesi potansiyel tehlike olarak görüyorum, maske takmayanlara çemkiresim, sokakta sigara içenleri boğazlayasım geliyor. Şu güne kadar kardeşim dahil hiç kimseyle çata çat kavga etmedim. Fakat şu sıra edesim geliyor. Dün halletmemiz gereken ufak bir alışveriş için alışveriş merkezine gittik. Tabii ki en sakinini seçtim. Saat olarak da tenha zamanları tercih ettim. Hakikaten kalabalık değildi AVM. Fakat sokaklar kalabalık. Gidene kadar "O taraftan gel, bu taraftan git" diye diye eşimi bunalttım. AVM'deki söylenmelerimi hiç saymıyorum bile. O da ben çabuk olmaya çalıştıkça sallanıyor. Sakin kalmaya çalışmaktan bir hâl oldum. Bu aralar en büyük uğraşım bu zaten. Sakin kalmaya çalışmak. Ailemi de bunaltmamak. Yorucu oluyor. Kendimle savaş halindeyim. Anne tarafım bu konularda mimlidir. Rahmetli anneannem normal zamanda bile ekmeği, parayı yıkayan insandı. Ona benzeyeceğim diye ödüm kopuyor. Burcum yay, yükselenim yengeç. İşte anaçlığın nirvanası olan yengeçlik beni mahvediyor. Yayın rahatlığı da var aslında ama yengecin "Canım evim, aman onun güvenliğine zarar gelmesin" takıntısı içten içe yiyip bitiriyor. Herkesin sülalesinde "Amcamı daha kapıda soyardı, dış kıyafetlerle içeri almazdı"şeklinde konuşulan en az bir manyak vardır:) İşte o manyak olmayayım diye zor tutuyorum kendimi. Salgından önce de vardı bu. Yaşla birlikte artmıştı. Salgın tuz biber ekti. Eşim genelde bana uyuyor fakat bazen sinirleniyor tabii. Oğlum ondan biraz daha fazla uyuyor. Şimdi liseli olan yeğenim birkaç senedir bize gelince daha içeri girer girmez "Teyze yanımda yedek yok, bana ev kıyafeti verir misin?" diyor. Önce söyletmeden elini yüzünü yıkıyor tabii. Kardeşim bunu duyunca hayretler içerisinde kalıyor:) Çünkü yeğenimin normalde asla umursamadığı konulardır bunlar. Evinde yayılıp yatan kız bizde yemek masası kuruyor kaldırıyor:) Nasıl bir imaj yarattıysam artık. "Bunlarda ne var, hepimiz yapıyoruz" diye düşünülebilir. Haklı da olunur o konuda fakat tüm bunlar olup biterken hissettiğim sıkıntı ve endişeler söz konusu olan. Ve beni korkutan. Takıntı sahibi olmak istemiyorum. Çevremdekileri yormak istemiyorum. Ailemi yani. Yoksa kimin nasıl yaşadığı beni asla ilgilendirmiyor. Kimsenin evini incelemem, yermem ya da övmem. Kim nasıl rahat ederse öyle yaşamalıdır kafasındayım. Gezerken, sosyalleşirken kesinlikle titizlik yapıp bunaltmam, herkese uyarım. Benim sorunum evime, aileme dışarıdan bir tehdit gelip gelmemesi sorunu. 2 gün önce bir de Yengeç burcunda güneş tutulması oldu. İyice coştum bugünlerde:) Tüm bunları burçlara bağlıyorum fakat derinlerde çok daha başka şeyler var muhakkak. Orhun'un birkaç senedir hemşire hatasıyla yaşadıkları mesela. Neyse ki iyi şu an. Nihayet. Çok şükür. Tüm o süreçte kendimi tuttum ancak "Oğlumu o hastaneye ben götürmüştüm" düşüncesi hep yokladı. Var olan endişeler arttı. Bir yandan "Oğlumun üzerine çok titriyordum, hayat bana bunu biraz gevşetmem konusunda bir ders verdi" deyip kendimi değiştirmeye çalıştım. Gittim, geldim. Şu hayatı psikologluk olmadan tamamlamayı çok isterdim ancak adım adım o yöne doğru gittiğimi hissediyorum:)  En azından bunun bilincindeyim. İşler iyice sarpa sararsa asla gocunmam, bir bilene danışırım. Kendi kendine mücadele yoruyor insanı. En önemlisi çevresindekileri de yoruyor. Ve çevremdekileri yormak hiç ama hiç istemediğim bir şey. Bu ayrıca incelenmesi gereken bir takıntım. Zaten vardı, her yaşanan bunu arttırdıkça arttırdı. Yetmezmiş gibi 100 yılda bir yaşanan salgına denk gelindi. İnanın kendi adıma ölüm korkusu değil beni etkileyen. Şu virüs başkalarını da etkilememize sebep oluyor ya. İşte o bitirdi beni. Şahsi olarak hiçbir zaman hiçbir şeyden korkmadım. Ama sevdiklerimi zarara uğratma korkusu zaten varken, mevcut durum bunu katladı. Çözüyorum kendimi çözüyorum da tedavide zorlanıyorum:) Anlatırken ben şiştim, umarım kimseyi de şişirmemişimdir. Anlatmak, çözmeye çalışmak, espriyle yaklaşmak iyidir. İçime atıp surat asmıyorum en azından. Özünde kendisiyle barışık bir insanım. Bu da teselli olsun. 
    Dün AVM'de gördüğüm büyüklerimiz gibi davranmak daha mı iyi olurdu acaba? Orta yaşın üzerindeki bir çok büyüğümüz yasakların bitimiyle epeyi bir rahatlamışlar anlaşılan. AVM dediğin kapalı bir mekân. Masaj koltuğunda masaj yaptıranı, mayo almaya gelmiş olanı, rahat rahat yemek yiyeni... Ve dahası... Şaşırttılar beni. Kendi adıma ne zaman dışarıda yemek yiyeceğim konusunda bir öngörüde bulunamıyorum mesela. Ki en sevdiğim şeylerden biriydi. Zaman neler gösterecek gerçekten merak ediyorum. Fiziksel sağlık önemli fakat akıl ve ruh sağlığı da çok önemli. Hepimize gönül rahatlığıyla yaşanacak günler diliyorum. Bu da böyle bir yazı olsun:)







Viewing all articles
Browse latest Browse all 567

Trending Articles


Heyakili süleymaniye-7 Heykel


Süfli Hadim-Cin Daveti


EL-ĞANİYY esması ve zikrinin faydaları


Ve huvel kaviyyul azîz


Uzakta Bulunan Bir Velinin Kabrini Ziyaret Etmek İstersen...


EL-BEDİ Esması hakkında sorularım


Havas ilminde rüneler?


Evradı Fethiye (Kabe-i Muazzama)


ervahı tayyibeyi davet etmek için yasin suresi tertibi


sonuç veren istihare


"Yâ Kuddûs!" Esması Havâs ve Esrârı


Selefi


Eşlerin Arasında Sevgi ve Muhabbet Oluşması İçin


Istihare için


huddam daveti


Yüz güzelliği için


El-Mütekebbir


Defne yaprağı tütsüsü ve cinler


SCCM 2012 Client Installation issue


Tarık Suresi ve Faziletleri