Oğlumu okula yolladım şimdi arkadaşlarımla buluşmaya, görüşmeye, kendi sosyal yaşantımı harekete geçirmeye geldi sıra:) Geçtiğimiz hafta birçok blog arkadaşımın da tanıdığı, takip ettiği, gezi yazılarını beğenerek okuduğu, sevdiği Esin'le buluştuk.
İlk anda aklına gelmeyenler İzler ve Yansımalar deyince hatırlayacaklardır.
Esincim benim ilk blog arkadaşlarımdan biri. Şu sıralar blog yazımı ve okunması gözle görülür derecede azalmış olsa da ben buradan vazgeçmeyeceğim. Öncelikle yazmak istediğim için yazıyorum ve yazdıklarımın kayıtlı kalmasını istiyorum. İkincisi burada kurduğum dostlukları gönlümde bambaşka bir yere koyuyorum. 2009 yılında ilk yazımı girdim ve o tarihten bu yana o kadar tatlı arkadaşlarım oldu ki. Kimiyle yüz yüze görüştüm, görüşüyorum; kimiyle henüz görüşemedik ama telefonda konuştuk, yazıştık, yazışıyoruz. Kimiyle bir gün muhakkak buluşacağız. Zaman ve fırsat meselesi:) Devamlı bir şekilde münasebette olduğun blog arkadaşlarının yanı sıra
bir de gönlünün, fikirlerinin bir olduğu arkadaşlar var ki görüşmesen de biliyorsun hep oradalar, güzel duygularla takipteler ve takipteyim. Siz de bilirsiniz, senelerdir tanıdığın çok yakınlarından alamadığın geri dönüşleri, duygu aktarımını yaşıyoruz burada.
Blog sayfalarının yerini alan Instagram'da aynı şeyleri hissetmem mümkün değil. Orada yeni arkadaş edinemeyeceğimi, bunu istemediğimi biliyorum. Burası apayrı ve artık "arkadaşım" dediğim kimseler hep 5-6 yıl öncesinin çok yazılan, çok okunan, iletişim kurulan zamanlarından bana yadigar isimler. Esincim de bunlardan biri işte. Yazışıyorduk, iletişimdeydik. Nihayet ayarlayıp buluşabildik. Nasıl kibar, tatlı dilli ve güzel yürekli bir insan. Hislerimde, fikirlerimde yanılmadığımı bir kez daha anladım. Diğer blog arkadaşlarımla olduğu gibi senelerdir birbirimizi tanıyormuş gibi hiç yabancılık çekmeden muhabbete oturduk ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Kadıköy'ün hareketli, cıvıl cıvıl ortamında, muhabbetimiz gibi renkli kafelerde oturduk.
Zarif arkadaşımın bana getirdiği hediyeye bakar mısınız?
Diyorum ya birbirimizi yakınlarımızdan daha iyi tanıyabiliyoruz bazen. Seyahati ve okumayı sevdiğim için seçmiş bu kitabı. Bir de Lisbon'dan getirdiği magneti eklemiş. Magnet koleksiyonum da var:) Bu yaz Portekiz istemiştik yapamadık, bu Lisbon magneti totem olsun en kısa zamanda gideyim oralara:) Çok teşekkür ediyorum tatlı Esincim. Tanımayanlar için Esin'in kendi memleketimiz içindeki kapsamlı gezi yazılarını ve en son gerçekleştirdiği Endülüs-Portekiz seyahatini tavsiye ederim.
Kimi arkadaşım artık benim devamlı arayıp soracağım, merak edeceğim, görüşmeyi kesmeyeceğim yakınlarım arasına girmiş olabilirler, onların yeri ayrı fakat bunun yanı sıra takip ettiğim herkesi seviyorum. Bilin istedim:) Ve dostlukla kalın. Bol yazalım, okuyalım, boş bırakmayalım buraları:)
İlk anda aklına gelmeyenler İzler ve Yansımalar deyince hatırlayacaklardır.
Esincim benim ilk blog arkadaşlarımdan biri. Şu sıralar blog yazımı ve okunması gözle görülür derecede azalmış olsa da ben buradan vazgeçmeyeceğim. Öncelikle yazmak istediğim için yazıyorum ve yazdıklarımın kayıtlı kalmasını istiyorum. İkincisi burada kurduğum dostlukları gönlümde bambaşka bir yere koyuyorum. 2009 yılında ilk yazımı girdim ve o tarihten bu yana o kadar tatlı arkadaşlarım oldu ki. Kimiyle yüz yüze görüştüm, görüşüyorum; kimiyle henüz görüşemedik ama telefonda konuştuk, yazıştık, yazışıyoruz. Kimiyle bir gün muhakkak buluşacağız. Zaman ve fırsat meselesi:) Devamlı bir şekilde münasebette olduğun blog arkadaşlarının yanı sıra
bir de gönlünün, fikirlerinin bir olduğu arkadaşlar var ki görüşmesen de biliyorsun hep oradalar, güzel duygularla takipteler ve takipteyim. Siz de bilirsiniz, senelerdir tanıdığın çok yakınlarından alamadığın geri dönüşleri, duygu aktarımını yaşıyoruz burada.
Blog sayfalarının yerini alan Instagram'da aynı şeyleri hissetmem mümkün değil. Orada yeni arkadaş edinemeyeceğimi, bunu istemediğimi biliyorum. Burası apayrı ve artık "arkadaşım" dediğim kimseler hep 5-6 yıl öncesinin çok yazılan, çok okunan, iletişim kurulan zamanlarından bana yadigar isimler. Esincim de bunlardan biri işte. Yazışıyorduk, iletişimdeydik. Nihayet ayarlayıp buluşabildik. Nasıl kibar, tatlı dilli ve güzel yürekli bir insan. Hislerimde, fikirlerimde yanılmadığımı bir kez daha anladım. Diğer blog arkadaşlarımla olduğu gibi senelerdir birbirimizi tanıyormuş gibi hiç yabancılık çekmeden muhabbete oturduk ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Kadıköy'ün hareketli, cıvıl cıvıl ortamında, muhabbetimiz gibi renkli kafelerde oturduk.
Zarif arkadaşımın bana getirdiği hediyeye bakar mısınız?
Diyorum ya birbirimizi yakınlarımızdan daha iyi tanıyabiliyoruz bazen. Seyahati ve okumayı sevdiğim için seçmiş bu kitabı. Bir de Lisbon'dan getirdiği magneti eklemiş. Magnet koleksiyonum da var:) Bu yaz Portekiz istemiştik yapamadık, bu Lisbon magneti totem olsun en kısa zamanda gideyim oralara:) Çok teşekkür ediyorum tatlı Esincim. Tanımayanlar için Esin'in kendi memleketimiz içindeki kapsamlı gezi yazılarını ve en son gerçekleştirdiği Endülüs-Portekiz seyahatini tavsiye ederim.
Kimi arkadaşım artık benim devamlı arayıp soracağım, merak edeceğim, görüşmeyi kesmeyeceğim yakınlarım arasına girmiş olabilirler, onların yeri ayrı fakat bunun yanı sıra takip ettiğim herkesi seviyorum. Bilin istedim:) Ve dostlukla kalın. Bol yazalım, okuyalım, boş bırakmayalım buraları:)